İzmir Büyükşehir Belediyesi, kırsalda yaşanan göçler, üretimdeki aksaklıklar ve iklim krizi gibi temel sorunlara yönelik geliştirdiği projelerle hem üreticileri destekliyor hem de kent halkına güvenli gıda ulaştırmayı hedefliyor. İzmir Sanat’ta yapılan “İzmir Tarım ve Gıda Ekosistemi” başlıklı oturumda, Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanı Nehir Yüksel, Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Bülent Üngür ve İZTARIM Genel Müdürü Öztürk Kurt konuşmacı olarak katıldılar. Üç isim de, Büyükşehir Belediyesi’nin tarımsal üretim ve planlama politikalarını, “iyi tarım, sağlıklı gıda, güçlü üretici” ilkeleri çerçevesinde ele aldıkları kırsal kalkınma modelini ve hayata geçirilen tanzim satış sistemini paylaştı.
“951 mahalleyi içeriyor”
Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanı Nehir Yüksel, İzmir genelindeki kırsal alanların sorunlarını tespit etmeye yönelik kapsamlı bir veri tabanı ve stratejik planlama çalışması yürüttüklerini belirtti. İzmir’in 12 bin kilometrekarelik yüzölçümünün 11 bin kilometrekarelik kısmının kırsal alan olarak nitelendirildiğini ifade eden Yüksel, “Krizler, salgınlar ve savaşlar gibi zorluklarla karşı karşıya kaldığımız bu dönemde, kırsal alanda nasıl bir yol haritası izlememiz gerektiğine dair çözümler arıyoruz. Bu bağlamda öncelikle bir veri tabanı oluşturduk. 11 bin kilometrekarelik alanın yaklaşık 10 bin 600 kilometrekarelik kısmını kapsayan çalışma alanımız 951 mahalleyi içine alıyor. Öncelikli envanter çalışmalarıyla çok önemli verilere ulaştık, ardından bu alandaki sorunlarımızı tespit ettik” şeklinde konuştu.
“Kent Gıda Politikaları Meclisi oluşturulacak”
Kırsal alan stratejik planlama çalışmalarını detaylandıran Yüksel, tüm bu veriler doğrultusunda bir kırsal alan stratejik planı hazırladıklarını ifade etti. “Kırsal alan sınıflandırması ve köylerde kaybolan geleneksel dokuyu göz önünde bulunduracak bir kırsal tasarım rehberi oluşturuyoruz. Bu çalışmalar 2026 yılında tamamlanacak ve İzmir’de süren üst ölçekli mekansal plan kararlarıyla entegre edilecek” dedi. Ayrıca, İzmir Kent Gıda Sistemleri Belgesi için çalışmalara başladıklarını belirten Yüksel, “Salgınlar ve gıda fiyatlarındaki dalgalanmaların yanında tarımsal üretimde yaşanan azalmalar yüzünden sağlıklı gıdaya erişimde sıkıntılar yaşanıyor. Tüm paydaşları kapsayan bir yapı oluşturmak için kamu, üretici, kooperatif, bakanlık, sivil toplum, üniversite ve akademisyenlerle birlikte bir Kent Gıda Politikaları Meclisi oluşturmayı planlıyoruz” diye ekledi.
“Akıllı sayaçla su yönetimi yapıyoruz”
Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Bülent Üngür, İzmir’in tarımsal potansiyelini vurguladı. “İzmir, tarımsal potansiyel açısından Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biridir. Üretim deseninde birçok alanda birinci sıradayız. Ayrıca, İzmir topraklarında başarılı bir şekilde üretilen birçok ürün bulunuyor. Süt hayvancılığında Türkiye’nin lideriyiz ve organik tarımda da öncü konumdayız” dedi.
Üngür, su kriziyle mücadele etmek için Sulama Şube Müdürlüğü aracılığıyla hayvan içme suyu, sulama göletleri ve tesisleri inşa ettiklerini dile getirdi. “Dikili’de 10 bin dekara hitap eden bir tesis açtık ve burada 600 akıllı sayaç ile su yönetimi gerçekleştiriyoruz. Amacımız suyu korumakla kalmayıp, çiftçilere kuraklığa dayanıklı bitkiler önermektir” diye konuştu. Ayrıca, fidan dağıtımı, zararlılarla mücadele ve su ürünleri desteklerini de yürüttüklerini, küçük balıkçılara buz makineleri dağıttıklarını kaydetti. Orman yangınlarından etkilenen çiftçilere yem ve su deposu yardımı sağlandığını, Tire’de incir üretimi için paketleme tesisi kuracaklarını da sözlerine ekledi. Üngür, don olaylarına karşı erken uyarı ve yapay zeka destekli sistemler kurduklarını belirtti.
İZMAR’ı anlattı
İZTARIM Genel Müdürü Öztürk Kurt, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kırsal üretimi destekleyerek göçü engellemeyi ve güvenli gıda üretimini kamu eliyle gerçekleştirmeyi amaçladığını vurguladı. Kurt, “Üreticinin sütünü satın alıp fabrikada paketliyoruz ve geçen yıl Süt Kuzusu projesi kapsamında 1 milyon adet süt üretimi gerçekleştirdik. Bu yılın sonuna kadar toplam 2 milyon adet sütü ihtiyaç sahibi çocuklara ulaştırmayı planlıyoruz” diye ifade etti. Kurt, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin geçmişte uyguladığı tanzim satış kültürüne de atıfta bulunarak, “TANSAŞ, Türkiye’de güvenilir gıda denildiğinde akla gelen ilk örneklerden biriydi. Bugün de bu anlayışı yeniden hayata geçiriyoruz. İZTARIM bünyesinde kurulan İZMAR, bu sürecin en önemli adımlarından biri” dedi.
Üretimden gelen güç
Kurt, İZMAR’ın kırsal bölgelerde üretimi destekleyen bir yapıya dönüştüğünü belirtti. “Bu sistem sayesinden bölgesel kalkınmanın yanı sıra üreticilerin kendi topraklarında kalmalarını teşvik ediyoruz. İnsanların göç etmek zorunda kalmadan doğdukları topraklarda üretim yapabilmeleri için elimizden geleni yapıyoruz” diye konuştu. Ayrıca, “İZMAR, bizim için sadece bir satış noktası değil, aynı zamanda üretimden tüketime uzanan güvenli gıda zincirinin kamu güvencesiyle sağlamlandırıldığı bir model” dedi. Kurt, “İZMAR’da, güvenli gıdayı kamu güvencesi ile üretip sunabilmek bizim için en önemli meselelerdendir. Kendi sütümüzü, yoğurdumuzu, tereyağımızı üretiyoruz ve bu hafta ayranımızın da deneme üretimlerini tamamlıyoruz. Başka bir deyişle, sadece al-sat yapan bir yapı değiliz; üretimden gelen gücümüzü halkımıza sunuyoruz” dedi.
20 şube hedefi
Nisan ayında faaliyete geçen İZMAR, kısa sürede büyük bir etki yaratarak yılsonuna kadar 20 şubeye ulaşmayı hedefliyor. Kurt, “Şu an 12 mağazamız faaliyet gösteriyor. İzmir’in çeşitli noktalarında yaptığımız satışlarla, çevremizdeki marketlerin fiyatlarını düşürdüğünü gözlemliyoruz. Bu da, kamunun piyasayı dengeleyici etkisini kanıtlıyor. Başkanımızın da her fırsatta vurguladığı gibi, eğer bir kuruş bile insanların bütçesine katkı sağlayabiliyorsak, bu bizim için son derece değerlidir. Yüzde 10-20 oranındaki indirimler, vatandaşın yaşamına doğrudan dokunan olumlu sonuçlar doğuruyor” şeklinde sözlerini tamamladı.
